著者
夏目 美詠子
出版者
日本中東学会
雑誌
日本中東学会年報 (ISSN:09137858)
巻号頁・発行日
no.11, pp.71-130, 1996-03-31

本稿はトルコの現代政治史を,共和国成立以来の国民統合と社会発展の過程で"後進地域"として取り残されてきた東部トルコの視点から再構築しようという試みである。1991年の総選挙で,"クルド問題"の議論と解決を叫ぶ人民労働党(PLP)のクルド系議員22名が南東部トルコの圧倒的支持を得て当選したことと,やはり東部トルコで支持を集めた福祉党を中心とするイスラム・極右連合が躍進したことは,トルコ内外に大きな衝撃を与えた。それはオスマン帝国時代から,その多様な宗教・民族・言語構成と国家の統治体制に組み込まれることなく生き残った部族社会の故に,"異端な辺境"として中央政治から疎外されてきた東部トルコが初めて"合法的政治手段によって"中央に突きつけた強烈な政治要求であった。1950年の多党制導入以後の総選挙で,東部トルコでは中道右・左派の二大政党が弱く,少数政党や無所属候補者に票が分散し,かつ地元有力者による部族票のコントロールで唐突で組織的な支持政党の転換が行われるなど,その特異な投票行動が注目を集めた。しかし中央エリートや過去の研究者は,これを東部の後進性の発露に過ぎず,国全体の経済・社会発展とともにこうした後進性は克服され,均質な国民文化の中にその特異性は吸収されるという"進化論"的な国家史観で論断した。本稿は過去の東部選挙民の投票行動を分析することによりその政治的意味を改めて問い直し,トルコの民主国家としての発展を阻害してきたこの国家史観の致命的な欠陥を明らかにしようとするものである。
著者
太田 啓子
出版者
日本中東学会
雑誌
日本中東学会年報 (ISSN:09137858)
巻号頁・発行日
no.17, pp.1-20, 2002-03-31

中近世のイスラム世界において、メッカは巡礼の目的地であったのみならず、ウラマーなどの交流の場として、通商路の中継地点として、政治・経済的にも文化的にも重要な役割を果たしていた。当時メッカの支配勢力は、預言者ムハンマドの子孫であるシャリーフによる政権であった。彼らはメッカのおかれた地理的条件、ヒジャーズ外部の王朝の勢力関係、シャリーフとしての宗教的権威などを巧みに利用しつつ、複雑な国際政治の舞台においてその存在基盤を確かなものとしてきた。しかし従来のメッカ研究は、イスラム教の聖地としての宗教的役割に集中され、その結果、メッカが当時のイスラム世界において果たしていた政治・経済的、そして文化的な役割についての歴史的史料に基づく実証的な研究はきわめて少ない。本稿は、メッカの地方史であるIbn Fahd (812/1409-885/1480)のIthafおよびal-Fasi (775/1373-832/1429)のShifa'と、人名辞典であるal-Fasiのal-'lqdを主史料として用い、シャリーフ政権によるメッカ支配の実態を検証する。メッカのウラマーによって記された史料を用いることにより、メッカ内部からの視点を提供し、その考察を通じて、メッカの支配勢力であったシャリーフ政権の性格を明らかにする。バフリー・マムルーク朝期(1250-1390)には、メッカにはシャリーフ政権としての軍隊は存在せず、個々のシャリーフらが手兵とも呼ぶべき個人的な軍隊を率いて行動していた。シャリーフらは個々の支配領域において分立し、イラクやアフリカ東海岸地域の都市など、ヒジャーズ地方に限定されない広い領域において支配を行っていた。メッカは農業に適さない環境であり、ハラージュ(地租)の税収入に依存することが不可能であったことから、彼らの主要な財源はマクス(雑税)であった。マクスはメッカにおいて売買されていた商品のほとんど全てに課されていただけでなく、巡礼者にも課されていた。メッカにおけるカーディーなどの各種任免権は本来メッカのアミール(統治権保持者)位にあるシャリーフの権限に含まれていた。しかし、外部諸王朝がシャリーフ政権への干渉を行った結果、これらの任免権は外部の諸王朝の権限に含まれるようになった。アイユーブ朝・マムルーク朝、ラスール朝、イル・ハーン朝などの外部諸王朝はシャリーフ政権内の内部抗争を利用して干渉を行った。干渉の目的は、聖地の支配者としての権威の獲得および商業・巡礼ルートの中継地点を支配下におくこと、マクス収入の確保であり、この目的を達成するために軍事遠征、シャリーフらの信奉していたザイド派への宗教的弾圧、徴税権や任免権などへの干渉を行った。シャリーフ政権はこれらの諸王朝の勢力を均衡させることによりアミール権の安定をはかり、一時的には成功を収めたが、その後の度重なる外部からの干渉と各シャリーフへの軍事援助によりシャリーフ間の対立が激化し、シャリーフ政権は弱体化した。以上のような支配実態・国際関係から、シャリーフ政権とは、個々のシャリーフらによる諸都市の分立統治体制であり、これに対して外部諸王朝が、巡礼・商業路の中継地点であったメッカを支配することによって得られる商業利益と、メッカを支配することによってイスラム世界において得られる権威を求めて干渉を行ったことが明らかとなった。このように、政権の内部抗争と外部からの干渉が密接に結びついていたことは、メッカという都市・地域の持つ特殊性と言うことができる。
著者
大坪 玲子
出版者
日本中東学会
雑誌
日本中東学会年報 (ISSN:09137858)
巻号頁・発行日
no.10, pp.117-134, 1995-03-31

There have been many political powers through the history of Yemen. Among them are the Zaydi tribes in the Upper Yemen who are still as powerful as they have ever been. The purpose of this paper is to argue that authority of a shaykh (a tribal leader) is based on his success in arbitration, commenting Dresch's papers. Tribesmen are farmers, who live in villages or village clusters and produce very largely for their own subsistence. Villages comprise a section, and sections comprise a tribe. Most of the tribes belong to one or the other of the two confederations: Hashid and Bakil. In this way, tribes have a segmentary system, but tribesmen do not remember detailed genealogical relations. A shaykh comes from a shaykhly family. It is not the rule for a tribe or a section to recognize a single shaykh. He seldom has rights over his tribesmen's land or tax collection. It is therefore by his ability of arbitration that a shaykh can establish and extend his influence. A tribesman has a concept of honour that he must defend himself and those under his protection and keep their peace. If the peace breaks, his honour will be lost. Therefore he will recover his loss by disputing. On the other hand, as a shaykh assimilates his honour to his tribe or section, he will lose his honour by the dispute; accordingly he will be involved in it and recover his honour by success in arbitration. The process of arbitration is as follows; 1) Men at odds choose whom they wish to judge the matter by themselves. They can go to any shaykh with a reputation as an arbitrator. Such a shaykh can extend his influence beyond his tribe and confederation. Men of religious learning can also be arbitrators. 2) Men at odds hand their rifles to the arbitrator, by which it is meant that they ask him to judge their matters and stop disputing themselves. 3) On the other hand, taking rifles as guarantee, the arbitrator takes responsibility for the peace of the arbitration and for the compensation, and is accorded authority to arbitrate the matter. If matters are complicated, he requires each disputing party guarantors to be responsible for the peace and compensation. A breach of the peace during arbitration by someone under guaranty is an insult to the guarantor, as well as to the arbitrator who demands due amends. The arbitrator dialogues with, not commands, men at odds, reaches a consensus, and persuades them to a ccept it. He should use his knowledge (shaykhs know customs and men of religious learning know the shari'a) and possess eloquence. 4) The ties among arbitrator, guarantors and men at odds, formed for a particular matter, is dissolved at the end of the arbitration, which accompanies the return of the rifles. There is an exception to this. Hijrah, a tribal enclave, has a fixed guarantor who is always responsible for the hijrah's peace. Shaykhs with reputations as arbitrators have arbitrated many matters out of their tribal territory. Today they are concerned with state politics and some of them behave as arbitrators. In Yemen, the peace is not coerced but produced through dialogue.
著者
秋葉 淳
出版者
日本中東学会
雑誌
日本中東学会年報 (ISSN:09137858)
巻号頁・発行日
no.13, pp.185-214, 1998-03-31

Bilindigi gibi, Osmanli Devleti'nde ulema sinifi, hiyerarsik bir teskilat olarak orgutlenmistir. Dar anlamda Ilmiye teskilati, tarik-i tedris ve tarik-i kaza'dan olusturulmus olup Seyhulislam bu teskilatin en yuksek mevkiinde bulunmustur. Yargiclik ve ogretim gorevini orgutleyen Ilmiye teskilati, ayni zamanda Padisah tarafindan bahsedilen 'ayricalik ve onur'un tahsis duzeni olarak da nitelenebilir. Ulema sinifinin ozerkligi, ayricaligin saglanmasiyla birlikte gelismistir. Bu siki hiyerarsi (kurallara uygun atama ve terfi usulu), ulema atamalarinda dis yetkililerin mudahalelerinin onlenmesini sagliyordu. Ayrica Ilmiye teskilati'ni,'gelir kaynaklarinin tahsis duzeni' olarak nitelemek gerekir. Kadilar mahkeme harglarini, muderrisler vakif ucretini alma hakkini kazaniyorlardi. Bu yuzden istekliler ulema mesleginde yogunlasmistir. Bu acidan siki hiyerarsik sistem, aday kalabalikligini kontrol etmek icin kurulmus denebilir. Bu mesleklerin gelir kaynagi olma niteliginin dogal sonucu olarak itibari memuriyetler meydana gelmistir. Itibari paye sahibine tahsis edilen kadilik geliri olan arpalik, bu gelismeyi anlatan en iyi orneklerdendir. Kadilik gorevi cogu zaman naib tarafindan yerine getirildigi gibi, muderrisler de artik atandiklari medreselerde ogretmenlik yapmiyorlardi. Muderrislik gorevini haiz olanlarin cogu camilerde dersiamlik yapiyorlarsa da, daha cok kazanc isteyenler, kadi naibligi, veya Seyhulislam ve Kazasker gibi yuksek rutbeli ulemanin dairelerinde katiplik vazifelerini goruyorlardi. Naiblikler ve katiplikler, cogu kez rutbe sahipleri ile kisisel iliski kuranlara tahsis ediliyordu. XVIII. yuzyildaki bazi buyuk ilmiye ailelerinin hakimiyeti, yukarida anlatilan Ilmiye teskilatinin niteliklerinden meydana gelmistir. Ilmiye teskilati reformu 1826 yilinda baslamistir. Bu yil eski Aga Kapisi, Seyhulislam dairesine (Bab-i Fetva) cevrilmistir. Daha once Seyhulislam, Kazasker, ve Istanbul Kadisi, kendi konaklarinda gorev yaparlardi. Resmi ofislerin kurulusundan sonra buralarda hizmet eden katipler, resmi memur sifatini almislardir. Bab-i Fetva giderek burokratik bir orgute dogru gelismistir. 1855 yilinda Tevcihat-i Menasib-i Kaza Nizamnamesi ve Nuvvab hakkinda Nizamname ilan edilmistir. Birincisi kadilik verilmesi hakkinda ayrintili bir duzen kurmussa da kadilik artik sirf itibari rutbe haline gelmisti. Naiblik ise kadiligin yerine fiili ser'i hakimlige cevrilmistir. 1854 yilinda Mu 'allimhane-i Nuvvab (Mekteb-i Nuvvab) ve sonra Meclis-i Intihab-i Hukkamu's-ser'(Ser'i Hakimler Secim Meclisi) kurulup naiblerin secim usulu duzenlenmistir. 1864 tarihli Vilayet Nizamnamesi'nde her vilayete mufettis-i hukkam atanmasi usulu konulduktan sonra 1872 tarihli Mahakim-i Nizamiye hakkinda Nizamname ile her vilayet, sancak ve kazaya naib atanmaya baslanmistir. Ser'i mahkemenin yargi usulu de turlu talimatnameler ile islah edilmistir. Naiblik teskilatinin kurulmasinin yani sira yeni yargi sistemi (mahakim-i nizamiye teskilati) kuruldugundan naibin yetkisi azalmisti. 1888 tarihli irade-i seniyede ser'i ve nizami mahkemelerin gorevlerinin ayrilmasi belirlenmistir. Ser'i mahkemelere sadece evlenme, miras ve vakifla ilgili idare ve yargilama yetkisi birakilmistir. Fakat nizami mahkemelere atanacak hakimler suratle yetistirilemediginden naibler onlarin gorevlerini de yapmislardir. Kaza bidayet mahkeme reisligi ve sancak ve vilayet mahkemesi hukuk dairesi reisliginin bir cogu, Imparatorlugun sonuna kadar naiblere havale edildi. 1909 yilinda Beyanu'l-hak dergisinde "Cem'iyet-i Ilmiye-i Islamiyenin Hukkamu's-ser' Kismi tarafindan Meb 'usan-i Kirama takdim olunan Idyihadir" adli reform tasarisi yayimlanmistir. Tasari, mahkeme usulunun duzenlenmesi ve naib seciminde Mekteb-i Nuvvab mezunlarinin tercih edilmelerini temel amac almistir. Bu tasarida onerilenlerin bir kismi II. Mesrutiyet doneminin ilk yillarinda gerceklestirilip, mektepli olmayan naibler imtihana tabi tutulmaya baslanmistir. Sonunda 1913 tarihli Hukkam-i Ser' ve Me'murin-i Ser'iye hakkinda Kanun-i Muvakkat ile mektepli naiblerin taleplerinin cogu yerine getirilmistir. 'Naib' adi 'kadi'ya cevrilmistir. Butun ilmiye memurlarinin atanmalarinda rutbelerinin goz onunde bulundurulmamasi ve Bab-i Fetva'ya katib alinmasi durumunda Medresetu'l-kuzat (eski Mekteb-i Nuvvab) mezunlarinin baskalarina tercih edilmeleri kurallastirilmistir. Naiblikte reform surecinin bir sonucu olarak, mezuniyetinin sagladigi uzmanliga guvenerek statusunun emniyetini ve ilerleme imkanlarini sorgulayan -ve Padisah tarafindan bahsedilen onur ve ayricalik sayesinde serbestlik saglanan ulemadan tamamen farkli olarak-, yeni bir ulema tipi dogmustur. Bu yeni ulema mulki memurlara daha yakinlasmis ve 1917 yilinda Ser'i mahkemeler Adliye Nezareti'ne baglandigi zaman bunu memnuniyetle kabul edenler bile bulunmustur. Yukarida anlatilan gelismenin yani sira Ilmiye teskilatinin daha ziyade dini islerle ilgilenme yolundaki degismesi de gozlenebilir. Bab-i Fetva'da kurulan Meclis-i Mesayih (Tarikat Seyhleri Meclisi), Teftis-i Mesahif-i Serife Meclisi (Mushaflar Teftis Meclisi) ve Tedkik-i Mu'ellefat-i Ser'iye Hey'eti (Ser'i Eserler Inceleme Heyeti) bunun en iyi orneklerindendir. Medreseler de dini bilimlerin ogretim organi olarak nitelenmislerdir.
著者
板垣 雄三
出版者
日本中東学会
雑誌
日本中東学会年報 (ISSN:09137858)
巻号頁・発行日
no.16, pp.1-26, 2001-03-31

筆者は,長年にわたり,中東の地域的特質を明らかにするための研究を行ってきた。その過程で,筆者がいだいた着想と見解について検討・調査をかさね,その確かさをしだいに確信するようになった。それは,中東人にとってのアイデンティティー複合という注目すべき現象こそ,その地域の社会・文化を全体的に把握するためのキーワードであり,錯綜する現実を解明する糸口だということであった。研究作業の過程において,知見・発見の成果の輪郭を説明する目的で,多数の図が作成された。本稿は,それらの図のうちより選び出したいくつかを,中東の政治文化ならびに中東に対する文明戦略を考察することへと導く教育のために教材として活用することを提案しようとするものである。この図解による教育スキームの検討と解説の作業を通じて,以下の結論が導きだされた。すなわち,中東研究の専門家は世界研究(グローバル・スタディーズ)の一般に通暁しなければならず,また世界研究のジェネラリストは中東に関する十分な知識を要求される,ということである。すべての学生に中東の視点から世界を理解する基礎訓練を施すことには,特別の意義が認められなければならない。またその場合,中東問題そのものの性質のために,多専門的アプローチへの志向が重要な意味をもつのである。図解教材においてとりあげられる問題は,以下のとおりである。01 19世紀のオリエント概念 02「冷戦」下の中東概念 03 中東と中央アジアの連結の新段階 04 地域としての中東を超えた中東問題 05 ポスト冷戦期の世界=「世界の中東化」06 十字軍 07 東方問題 08 西欧の発明としての「二つの世界」論と「モザイク社会」論 09〜14 パレスチナ問題 15 ヨーロッパ中心主義の鋳造 16 中東における「族」的結合の可変的形態 17 中東の宗教・宗派一覧 18 n回繰り返された神の啓示 19 アイデンティティー複合の三つのパターン 20 個人の内面のイメージ 21〜25 n地域 26 社会契約局面1 27 社会契約局面2 28 ジハード 29 イスラーム経済論における経済活動 30 市民社会の推進力 31 世界史における近代化過程 32 B.ルイスが示唆する理解モデル 33〜36 イスラーム文明のネットワーク化過程のもとでの近代化 37 ユーラシアの諸文明 38〜39 文明戦略マップ
著者
アブドゥッラー・ハンナ
出版者
日本中東学会
雑誌
日本中東学会年報 (ISSN:09137858)
巻号頁・発行日
no.4, pp.141-174, 1989-03-31

デール・アティーヤ(文語ではダィル・アティーヤ)は、ダマスカス地方の山麓地帯に位置している.年間雨量は200mmを越えない.降雨は冬期に集中している.灌漑地は、ローマ式運河によって灌漑されている.この運河は、崩壊したあと、14世紀半ばに改修された.この灌漑地は穀類の作付や果樹が中心であり、土地所有では小土地所有が支配的である.他方、非灌漑地では穀類が作付られ、羊や山羊などの飼育が行われているが、このデール・アティーヤ村の非灌漑地は農民の共有地であった.19世紀末期に、デール・アティーヤからダマスカス市に移住する傾向が現れた.これは、ダマスカス市内の建築現場に職を求めての移動であった.また、1895年から1940年にかけて、多くの若者がラテン・アメリカに移住した.かれらの大半は移住地に定住したが故郷の近親者に送金を行っていた.これは、デール・アティーヤ村の復興と発展をもたらした.さらに、ダマスカス市や湾岸産油国への大規模な労働移動が起こった.この出稼ぎによって多くの労働者が豊かになり、村に大きな家を建築した.これは、村の景観を一変した.そして、村の人口は、15,000人に達した.デール・アティーヤ村の社会は、20世紀前半において、富農、中農、貧農、職工、および牧羊者から構成されていた.富農は、1926年に国有地を購入した.この国有地は、もともと村の共有地であったが、有力者たちがこれを一度国有地に転換したあと、問題にならないほど安い価格で手に入れた.富農たちは、古いローマ式運河を改修し、1937年には、そこに農業用水を引き入れた.これら一連の措置は、中農や貧農の怒りを買った.かれらは、富農による土地や水利の独占的な支配に対抗するために団結した.これち中農や貧農たちの農民運動は、リーダーとして、国家の日常業務に影響力を持っていた退職警察官を担ぎだした.農民たちは、村の各ハーラ(居住区)を代表する24人の農民で委員会を構成した.1942年には、配水の管理を行うため最初の農業協同組合を設立した.事実、1943年と1944年に、土地と水を手に入れたい一心の農民たちによって、5kmにも及ぷ運河が開削された.しかも、この作業は肉体労働によって原始的な手段で実施された.農業協同組合の規定は、1943年に発布され、1951年に改正された.それによれぱ、組合の目的は、農業用水の引き込みと分配、組合の土地にたいする植林、およびもめごとの話し合いによる解決となっていた.1945年9月、組合の執行委員会は、組合の土地に農民が開削した運河を利用して農業用水を引くことを決定した.土地と水利の所有形態は、もともと共同所有であった.しかし、1951年に、組合員たちに土地が分配されこれらの土地は個別に経営されるようになった.デール・アティーヤでは、外国人の宣教活動により教育が普及していた.1897年、ロシアがオーソドックス派グループを通じて学校を設立したが、これは1918年にシリア国家所有の学校となった.また、デンマーク系のプロテスタント宣教活動も活発となり、カラムーン地域(デール・アティーヤもこの地域に含まれている)に学校をいくつか設立した.さらに、イエズス会派も1920年後に学校を設立した.デール・アティーヤ村には、これらミッション系の学校の他に、コーランを教えるクッターブ(kuttab)もあった.しかし村民の多数派を構成していたイスラム教徒のなかにも教育熱心で上述のミッション系学校に通う者もいた.民族系の初等教育が活発となるのは独立を達成した40年代になってからのことである.それ以後、ミッション系の学校にかわって民族系の学校が次第に普及してきた.1950年、デール・アティーヤに「文化人連盟」が設立され、小学校及びそれ以上の証書をもつ若者たちがこれに加わった。この連盟が設立された本当の目的は、農民を支配していた有力者たちの影響力を弱体化させることにあったと言われている。連盟の規約をみると、第2条で、連盟の目的を規定し、デール・アティーヤの文化的・社会的状況の改善をあげている。このようにして、協同組合の役割は、1970年代の初めに終わりを迎えた。